İşte biz Cumhuriyeti böyle böyle kurduk. 29.10.2013. Melih Altınok. @turkiyegazetesi "Cumhuriyetimiz elden gidiyor" naraları atıyorlar bir 29 Ekim'de daha. Ha bu arada, daha önce Nobel Geleceksizsiniz.Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve devam ettirecek olan sizsiniz." Atatürk'ün bu sözleri, daha çok hangi ilkelerle ilişkilendirilebilir? OA) Laiklik-İnkılapçılık B) Milliyetçilik- Laiklik C) Devletçilik- Halkçılık D) Laiklik- Cumhuriyetçilik E) Milliyetçilik-Devrimcilik Sorsan cumhuriyeti biz kurduk derler. Ama bölücü örgütün uzantılarıyla yol yürümekten de çekinmezler. Millete karşı sergiledikleri nobranlıkların, küstahlıkların hiçbirini meclis kürsüsünden kendilerine ayar verenlere yapamazlar. Bunların siyasetteki en büyük meziyetleri tank namlusunu görünce kaçmak, millet can Cumhuriyeti yaşatacak olan biziz. 29 Ekim 2021 Cuma. Cumhuriyetmizin kuruluşunun 98. yılı vesilesi ile, Atatürk’ün “Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak olan sizsiniz” deyişi ile seslendiği gençlere ve hepimize, Cumhuriyet değerlerinin altını çizerek, önemini bir kez daha hatırlatmak istedim. Kuruluşundan bu yana, son 98 AK Parti Uşak milletvekilleri Mehmet Altay ve İsmail Güneş ile Belediye Başkanı Mehmet Çakın’ın eşlik ettiği Bakan Çavuşoğlu’na Vali Funda Kocabıyık tarafından Uşak kilimi ve Uşak’ta çekilen “Biz cumhuriyeti böyle kurduk” adlı fotoğrafın seramik hali hediye edildi. MSB'nin sosyal medya hesabından, "Biz Cumhuriyeti Böyle Kazandık" başlığıyla paylaşılan video, Kurtuluş Savaşı yıllarına ait özel görüntülerle başlıyor. Savaşın ardından başta ekonomi olmak üzere her alanda verilen kalkınma mücadelesinden görüntülerin de bulunduğu paylaşımda, "Cumhuriyetimizin 98'inci yıl sKCHqs. Manisa 1. Piyade Er Eğitim Tugay Komutanlığı, yemin töreni için hazırlattığı ve üzerinde savaşa giden 15 yaşındaki öğrenciler, Çanakkale Savaşı'nda tamamı yok olan 43'nücü Alay'a bağlı askerler ve Atatürk'ün Albay rütbesinde cephede çektirdiği fotoğrafın bulunduğu davetiyeler ilgi gördü. Fotoğraflar afiş haline getirilerek yemin törenine gelen ailelere 1. Piyade Er Eğitim Tugay Komutanlığı'nın 313. Kısa Dönem Er yemin töreni için hazırlattığı davetiyede kullanılan fotoğraflarla Cumhuriyet'in kuruluş sürecine dikkat çekildi."Biz Bu Cumhuriyeti Böyle Kurduk" başlıklı beş fotoğrafın bulunduğu davetiyede Cumhuriyet'in kuruluşu öncesi savaşa giden 15 yaşındaki öğrenciler, Çanakkale'de tamamı öldürülen 43. Alay'a bağlı askerler ve Mustafa Kemal Atatürk'ün Albay rütbesiyle cephedeyken çekilmiş bir fotoğrafı yer davetiyede ayrıca yabancı bir derginin 1945'te Taksim'deki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına ilişkin yorumu ile bir de öykü yer konusu davetiye afiş haline getirilerek yemin törenine katılan bin kadar vatandaşa hediye edildi.ANKAHM-ÇAĞ Haberler Uşak Belediye Başkanı Ali Erdoğan, 1933 yılında Hüsnü Kazım Özler tarafından çekilen "Biz Cumhuriyeti Böyle Kurduk" adlı fotoğrafı tescil ettirerek sahip çıkacaklarını söyledi. Fotoğrafı Çeken Hüsnü Kazım Özler'in Gazeteci olan oğlu Coşkun Özler'i makamında kabul eden Belediye Başkanı Ali Erdoğan, bir çok ilin fotoğrafı sahiplenmeye çalıştığını ifade ederek tescili için hukuki süreç başlattıklarını da söyledi. Gazeteci Coşkun Özler ise ziyarette fotoğrafın orijinalini Belediye Başkanı Ali Erdoğan'a teslim ederek gösterdiği hassasiyet nedeniyle teşekkür etti. Fotoğraf hakkında Erdoğan'a bilgi veren gazeteci Coşkun Özler, fotoğrafın 1933 yılında babası tarafından çekildiğini söyledi. Fotoğrafa bazı illerin sahip çıkma gayretine girdiğini de bildiren Özler, buna gönüllerinin asla müsaade etmediğini ve fotoğrafın aslını ortaya çıkarma kararı aldıklarını söyledi. Fotoğrafın içinde pancarın da görüldüğünü hatırlatan Özler, "İlimizde ilk şeker fabrikası kurulduğu herkes tarafından biliniyor. Fotoğrafın çekildiği tarihte ilimizde şeker fabrikasın bulunması ve fotoğraf karesinde pancarın bulunması da Uşak'ta çekildiğinin bir kanıtıdır" dedi. Belediye Başkanı Ali Erdoğan ise Uşak'a mal olmuş sembol fotoğraf için belediye olarak hukuki süreç başlatacaklarını ifade etti. Kentin değerlerine sahip çıkmak istediklerini de anlatan Erdoğan, tescil için orijinal fotoğrafı ilgili kurumlara göndereceklerini dile getirdi. Ali Erdoğan, sürecin ardından fotoğrafın aslının Uşak'ta çekildiğinin net bir şekilde ortaya çıkacağını ve bunun üzerine diğer illerin fotoğrafa sahiplenmekten vazgeçeceğini söyledi. AİLEMİZ İÇİN ÖNEMLİ Fotoğrafın kendi aileleri için çok önemli olduğunu kaydeden Gazeteci Coşkun Özler, " İlimiz Kurtuluş Savaşı'nda önemli görevler üstlenmiş kentlerden birisi. Bu bağlamda Cumhuriyet'in kazanılmasında çok önemli görevler üstlenmiştir. Bu zorlu dönemin ardından rahmetli babam Hüsnü Kazım Özler sembol olan fotoğrafı çekmiştir. Aradan geçen yılların ardından fotoğrafı ortaya çıkardık. Fakat fotoğrafa Polatlı başta olmak üzere bazı ilçeler ve iller sahip çıkmaya çalıştı. Hatta bu konuda dava açtılar ama sonuç alamadılar. Bizde fotoğrafın aslını göstermek istedik. Bu nedenle orijinalini başkanımıza getirdik. Fotoğraf karesinde pancar olduğu görülüyor. Sahip çıkan illerin geçmişine bakıldığında 1933 yılında pancar işleri ile uğraşmaları mümkün değil. O tarihlerde ilk şeker fabrikası olan Nuri Şeker Uşak Şeker Fabrikası bulunuyordu. Buda fotoğrafın Uşak'ta çekildiğinin başka bir kanıtıdır" dedi. Bahse konu fotoğrafın birçok yerde görüldüğünü de hatırlatan Belediye Başkanı Ali Erdoğan, " Fotoğraf Türkiye'nin birçok kentinde ve birçok kurumunda görülüyor. Bugüne kadar aslının daima bizde olduğunu belirtmiştik. Bu iddiamızı gelen misafirlere verdiğimiz plaketlere fotoğrafı işleyerek gösteriyorduk. Şimdi fotoğrafın aslı ortaya çıktı. Bizde hukuki süreç başlatacağız. Öncelikle fotoğrafı tescil ettireceğiz. Tescilin ardından başka iller bu fotoğrafa sahip çıkamayacak. Bizim için çok değerli olan bu fotoğrafın aslının ortaya çıkması kentimiz için önemli bir avantajdır. Fotoğrafı çeken Özler ailesi fotoğrafta yer alan ailelerin bazılarını tanıdığını belirti. Biz ayrıca bu ailelerin ismini de fotoğrafın altına yazacağız. Konu ile ilgili süreci başlattık" diye konuştu. - UŞAKİhlas Haber Ajansı / Yerel Ali Erdoğan Nuri Şeker Özler Uşak Yerel Haberler Şimdi dikkat lütfen! Güzelyalı Mahallesi meydanında bulunan Büyük Komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün heykelinin kaidesine bizlere ders ve nasihat olan sözlerinden birisi olan “Cumhuriyeti biz kurduk onu yaşatacak ve yükseltecek olan sizlersiniz” yazımak istemişler. Anvak bu kıymetli söz, kaidede “Cumhuriyeti biz kırduk onu yaşatak sizlersiniz” diye yer almış. Böyle önemli bir sözün tam olarak yazılmamış olması bir noktanın eksikliğinin dahi kabul görmediği günümüzde bence hiç de yakışık alan bir durum değil. “Kaidele Ayrıca kaidenin sağında ve solunda bulunan çiçek yuvalarının çöplük olarak kullanılmasındaki ahlaksızlık için de bir şey diyemiyorum!KAPRİSLİ SU MAZGALI!Hürriyet Bursa gazetesi abonesi olan iş insanı Nazlı Gençtürk “Osmangazi ilçesi Çekirge Mahallesi Selvili Cadde üzerinde bulunan yağmur suyu mazgalı sel halinde gelen yağmur suyunu kabul etmiyor. Yağmur suyu mazgalının bu kaprisi kime acaba? !” diyor. BUSKİ’nin dikkatlerine…BİR YIL OLDU DA…Zanaatkâr okurumuz Yılmaz Deniz, özetimle bakınız ne diyor “İstanbul Caddesi üzerinde, İstanbul Caddesi Osmangazi ilçesi Durağı tanımlı alan yanındaki bozuk zeminin akıbeti ne olacak? Bir yıl oldu da…”DOĞRUYU GÖSTERMEYEN…Kestel ilçesi Dudaklı Mahallesi sakinlerinden olan okurumuz Ali Osman Öztürk “Mahalle olarak güncellenen köyümüzde mahalleliğe uygun olan pek bir şey bulamıyoruz. Belediyemizin sunduğu en önemli icraatlardan birisi olan saati köyümüzün meydanına dikeli yıllar oldu! Bir kez dahi doğru zamanı göstermedi. Mahalle olan köyümüzden selamlarımızla…” diyor. Yapmayın Osman Öztürk, yapmayın. O saat her gün iki kez muhakkak doğru zamanı göstermiyor mu? Gösteriyor. Öyle ise lütfen bu kadar sert olmayın!HÜRRİET BURSA YAZIYOR SORUNLAR ÇÖZÜLÜYORBüyükşehir Belediyesi“ Çınarlı Caddesi’nden bir davet daha’ başlıklı yazınız, ilgili birimimiz tarafından incelenmiştir. İlgi yazınızda belirtilen Nilüfer İlçesi Çalı Mahalle Çınarlı Caddesinin yapım, bakım ve onarımı Nilüfer Belediyesi görev ve sorumluluk alanında bulunmaktadır. Bilginize sunar, iyi çalışmalar dileriz. BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BASIN YAYIN VE HALKLA İLİŞKİLER DAİRESİ BAŞKANLIĞI” 1013 Demokratik, laik, katılımcı ve sivil bir cumhuriyet vardı da, biz mi bayramında coşmadık Melih Altınok - melihaltinok"Cumhuriyetimiz elden gidiyor" naraları atıyorlar bir 29 Ekim'de daha. Barikat'a çağrı yapıyorlar "N'olur diren!"Her ilde toplanıp and'ı okuyacaklarmış. Acaba kimlerin "ruhuna değecek" bu and dersiniz?Şeyh Sait isyanı bahane edilerek verilmiş tüm hakları ellerinden alınan ve Ağrı'da, Hakkâri'de katledilen Kürtlerin mi?Şeyh Sait isyanı bahane edilerek verilmiş tüm hakları ellerinden alınan ve Ağrı'da, Hakkâri'de katledilen Kürtlerin mi?Şapka giymedi diye asılan İskilipli Atıf Hocaların mı?Dersim'de fareler gibi gazlanarak öldürülen Alevi çocuklarının, ninelerin mi?Varlık vergisi gibi mülksüzleştirme politikalarıyla canından bezdirilen, yetmeyince 6-7 Eylül pogromlarında katledilen, göçe zorlanan gayrimüslimlerin mi?Birinci Cumhuriyetin eseri askerî vesayet rejiminin darbelerinde asılan, yıllarca hapsedilen, katledilen siyasetçilerin, solcuların, ülkücülerin mi?Yoksa sayıları on binlerle ifade edilen faili meçhullerin, kirli bir savaşta ölen gençlerin mi?Haklısınız, umurlarında mı? Hadi onları anladık. Cumhuriyetleri onları korumuş kollamış, tabii sarılacaklar dört elle. Peki ya "bizimkilere" ne oluyor?Baudelaire, Şeytan'ın en büyük hilesinin bizi var olmadığına inandırması olduğunu söyler. Görüyoruz ki, Cumhuriyetimiz de benzer bir başarıya sahip. Kuruluşundan itibaren kimleri ezmiş, yok saymış ve hatta katletmişse, onları bile varlığını varlıklarına armağan ettiğine bedava. Bakın bugün "direniş alanlarına", onları da pırıl "solcu gençler" çoğunlukta olacak aralarında mesela. Che tişörtleriyle, "Non pasaran" sloganlarıyla falan. "Öyle sol olur mu" falan demeyin; bal gibi oluyor işte. Gidin konuşun biriyle aksini söyleyeni onlar ne diye tanımlıyorlar, yapsın çocuklar, yaşadıkları ülkenin Komünist Partisi'nin kapı gibi fetvaları var ellerinde. Ve onlar TKP'nin açılımın Türkiye Kemalist Partisi olmasında bir beis falan da diyor o TKP 29 Ekim Kadıköy mitingi çağrısında "Cumhuriyeti yıkıyorlar!""Ah canım" desen, "böylesi zaten yıkılsın sana ne? Yerine daha demokratik olanı, vatandaşlarını ayırmayanı, darbe üretmeyeni kurulsun, kuruluyor, daha ne?"Bir başlarlar Deniz Gezmişlerin Atatürkçülüğünden, Mahir'in savunmasından, Devrimci Gençliğin Samsun yürüyüşünden, MDD'den falan…"Nutuk"unuz tutulur Mustafa Suphi'ye gelecek diye beklersiniz, fakat çok beklersiniz. Hani şu Türkiye Komünist Partisi'nin gerçek olanı kurucusu olan. Nazım'ın adlarına şiir yazdığı Suphiler var ya…Kazıdık on beşlerin ismini/Kanlı bir kızıl mermere/Bir çelik aynadır gözlerimiz/On beşlerin resmini görmek isteyenlere…Anlatmamıştır abileri, ya da en fazla Karabekir'i işaret etmiştir, ama anlatsak. Desek ki;O Suphi'yi ve 14 yoldaşını kim öldürdü bilir misin kardeşim? Evet, Kâhya Yahya denen bir kopuk ve arkadaşları. Peki, kimin adamıymış bu kopuk ve ekibi? Büyük Atatürk'ün sağ kolu, Koruma Muhafız Birliği Komutanı Topal Osman'ın. Ben demiyorum Nazım diyor vallahi. E sonra. Bu Yahya bir faili meçhule kurban gitmiş. Olayı araştıran Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey cinayetin Atatürk'e yakınlığıyla bilinen Topal Osman tarafından işlendiğini ortaya çıkartmış. Hayatın cilvesi ya, Ali Şükrü Bey de Atatürk'le ters düştüğü için Topal Osman tarafından öldürülmüş. Ve tabii ki Topal Osman da sağ hikâye tanıdık fakat Ergenekon dosyasından değil. Ama hakkın var. Zira o Topal Osman'ın heykelini dikmeye çalışanlar, partinin savunmasında olduğu Ergenekon davasından içerideler. Oradan aklında kalmış kardeşim, Komünist Suphilerden, Ali Şükrü Beylerden, liberal Cavit Beylerden, Kürtlerden, dindarlardan, Alevilerden, emekçilerden… "Kurtulan" ve bugün senin "gidiyor" diye direnişe katıldığın 1. Cumhuriyet'e dört elle sarıl. Sarıl ki, tekerrür etsin kanlı olsa da aziz hatıralar…Diren canım kardeşim, devam et. Ha bu arada, daha önce Nobel almış yazarını, Orhan Pamuk'u bile kutlayamayışıyla tanıdığımız Cumhuriyet'in Köşk'ünden de kara bir haber gelmiş. Cumhuriyet Bayramı'nın arifesinde Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü, 10. Yıl Marşları eşliğinde linç edilen, Kürt'üm diyen bir Kürt'e, Ahmet Kaya'ya verilmiş. Bir Cumhuriyet devrimcisi olarak sana düşen görev, buna da direnmektir. Tabii eğer kabul edersen Jim. CUMHURİYETİ NASIL KURDUK? 1-Düşmanlarımız paylaştılar kafalarında bu Aziz Vatan’ı, anlayamadılar bu topraklar için toprakta yatanı. Vatan için bıraktık şöhreti, makamı, Cumhuriyeti böyle kurduk. 2-Asker yoktu, silah yoktu, para yoktu, kaçmadık cepheden, yılmadık düşmandan, çiğnetmedik vatan toprağını, Cumhuriyeti böyle kurduk. 3-Yakışmazdı bize esaret, damarlarımızdaki asil kandan aldık cesaret, düşmanları bastırmadık toprağımıza nihayet, Cumhuriyeti böyle kurduk. 4-Açlıkla sefaletle mücadele ettik, yetmedi. İçimizdeki hainlerin ümitlerini tükettik. Cumhuriyeti böyle kurduk. 5-Düşman saldırdı birçok cepheden, silahsızdık, silah yaptık tavadan tencereden Cumhuriyeti böyle kurduk. 6-Çıkardı bağrından Anadolu kahraman askerini, düşmanın pişman ettik her birini, Cumhuriyeti böyle kurduk. 7-Önde Türkiye Cumhuriyetinin önderi, arkasında binlerce gönüllü neferi, kurtardık ellerinden Çanakkale, Afyon, İzmir’i, Cumhuriyeti böyle kurduk. 8-Destanlaştı cephede Mehmetçik, küllerimizden doğduk bir daha, bir öldük bin dirildik, Cumhuriyeti böyle kurduk. 9-Vatan için, millet için, bayrak için, korkmadan ölüme koştuk, en zor günümüzde düşmana karşı coştuk, Cumhuriyeti böyle kurduk. 10-İlk hedefimiz Akdeniz, ’Ya istiklal, ya ölüm’’ parolamız oldu. Cumhuriyeti böyle kurduk.. 11-Mermi taşıdı cepheye ninelerimiz, kağnılar gıcırdadı sanki yüreklerimizde, esaretin prangası bileklerimizde, Cumhuriyeti böyle kurduk. 12-Vatan dedik, bu topraklara, vatan ettik, suladık her yanını kanla, yüreğimizde kocaman bir imanla, Cumhuriyeti böyle kurduk. 13-Sonradan öğrendiler, Çanakkale geçilmez dediler, geçit vermedik, göğsümüzde tunçtan siperler, Cumhuriyeti böyle kurduk. 14-Laz, Çerkez, Kürt demedik, tepemizde başka bayrak istemedik. Elimizde ne varsa askerimize gönderdik, Cumhuriyeti böyle kurduk. 15-Samsun’dan doğan güneş Anadolu’ya yayıldı. Genç yaşlı, kadın erkek silaha sarıldı. Cumhuriyeti böyle kurduk. 16-Kanımızda vardı özgürlük ateşi, ne fark ederdi düşmanın üçü beşi. Karşımızda ne varsa yıkıp geçtik. Cumhuriyeti böyle kurduk. Nerde o yiğitler ki gür sesleri Ülkeyi bürür, ’ Yürü’’ dese dağlar yürür, ’ Dur’’dese kalpler durur. * * * * * * Kopardılar ayı gökten, Bir ipek dala astılar. Yurt dediler gölgesine, Ayaklarını bastılar. Cumhuriyeti böyle kurduk. ALİ KILIÇ/SINIF ÖĞRETMENİ

biz bu cumhuriyeti böyle kurduk